Çarşamba

Ham-To-Be


Yok kelime oyunu yapip hamile olmayi ham-to-be haline falan getirmedim. Baya baya bildiginiz ham olmaktan bahsediyorum.

Ilk haftalarda hadi kusma kontejyani ve istahsizlik derken 49 kilolari gormustum de simdi geldigim 57 kilo hangi kontejyandan alindi hic bilmiyorum???

Suclu kim diye aranirsak,

Sabahlari neredeyse her gun yedigim yumurtali-peynirli omlet mi?

Her sabah ictigim koccaman bardak portakal suyu mu?

Kasikla yeme sureti ile bana enerji kattigina inandigim tahin-pekmez cifti mi?

Aksamlari dizi izleme seanslarima eslik eden aycekirdegi mi?

Hadi bebeler oynasin diye surulmus nutellali ekmek mi?

Porsiyonu arttirmanin zarari yok dusuncesi mi?

Yeni kesiflerim yari kuru erik ve avustralya kayisisinin (ah aman tanrim ne muhtesem bir tattir ooooo!) ayarini kacirmis olmam mi?

Demir ve vitamin hapi mi?

Yoksa internet basinda oturmak mi? (en suclu goruneni bu)

Sucluyu bilmiyorum da dogru yolda olmadigimi biliyorum.
Hani yuzume baksaniz gayet eski halimdeyim, ama asagiya gobegime gozunuz kayarsa sanirim 6 ayliklar gibi duruyorum su anda.
Neyse gene masa basi ayarini kacirmayayim, hazir Hollanda'ya gunes dogmusken, havalar da azicik isinmisken, kendimi yuruyuse atiyorum simdi (yazarken kendim de inanamadim ama evet evet yuruyecegim)... Cesit cesit kuslarin bahari mujdeledigi sirin bir yerde uyanmanin verdigi pozitif enerjiyi dogru kullanmali simdi!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder