Perşembe

Been There, Done That

Seyahat geçmişimizi kızlarımıza aktarmak için yazmaya başladım ama önce haritada görseler iyi olur, diğer blogtan yazıyor olsam bu bu bloğumu da es geçmeyeyim.



 
   

         
  1. Seattle, WA, ABD

  2.      
  3. Morro Bay, CA, ABD

  4.      
  5. Yountville, CA, ABD

  6.      
  7. Amsterdam, Hollanda

  8.      
  9. Tokyo, Japonya

  10.      
  11. Cannon Beach, OR, ABD

  12.      
  13. Val d'Isère, Fransa

  14.      
  15. Roma, İtalya

  16.      
  17. Amalfi, İtalya

  18.      
  19. Maui Adası, Havai, ABD

  20.      
  21. Kyoto, Japonya

  22.    
     

                 
    • Kendi seyahat haritanızı oluşturun.

    •  




      Pazar

      İki blogu ne yapmalı?

      Bir de kızların bayadır güncellenmemiş blogu var, bugun oraya da iki kayıt girdim ama şimdi nereden devam etmeli bilemedimmmm???

      gene gecenin bir buçuğu oldu, uyumalı!

      Çarşamba

      Uykuuu sana inat yazacağım!

      ve de sana inat benim hasssas ötesi touchpadim...bu ne ya elimin gölgesinden atlayan bir touchpad var laptopta ve beni yazı yazmaktan soguttu resmen. Sanırım bir fare alma vakti geldi-ya da eldekileri kullanma vakti diyelim. saat gece yarısını çoktan geçmiş İzmir şehrinde. Ben pre-uykuyu Ece ile-sonra main uykuyu Ela ile yapıp 23.30 itibari ile gecemin kalan yarısına başladım: özetleyeyim olanları...iki hafta oldu işi bırakalı. Her sabah 6.3o da kalk aksam 6.30 da eve gel bünyem kaldırmadı-7.30 da kalkıp araba ile hergün 55 km git 55 km gel onu da cebim ve pedala basan ayağım kaldırmak istemedi. Velhasıl artık evdeyim- ama ne evde olmak- tüüüm kişiliğimle evdeyim. Başka işe vakit bulmak naaamümkün kızlar overtime yaptırıyor devamlı, günler şöyle geçiyor.
      Gece Ece uyanmış ise ve ben onun yanında sabahlamışsam (olay salonda vuku bulmuştur-ben yerde bir minderin üzerinde iki seksen uzanırken Ece Hanım en organiginden yaylı yer yatağının üstünde uyanmış homurdanmaktadır (evet çocuk bildiğiniz salonda bildiğiniz yer yatağında-Ela prenses odasında ve prenses yatağında keyifte-birbirlerini uyandımasınlar die bu çözümü bulduk). Ben gene klasik cümle içinde cümlelerime geçtim-anlayabilen okumaya devam etsin-anlayamayan bir sonraki bloga geçsin.
      Ece'nin homudanmasında kalmıştık, allahım zaten her yanım yerde yatmaktan ağrımış, üstümde yatak örtüsü olduğundan üşümüşüm, uykum bölünmüş sersemim falan benim miniskül tarla farem uyanıp kızılderice konuşmaktadır. belki biraz daha uyur mu? saat kaç? vb soruları arasında gidip gelmekteyimdir...
      Uyku rolüme devam edersem de parmağını gözüme sokmaktadır.
      On dakika sonra içmden gelen yardım seslerine cevap gelir ve bakıcımız gelip Ece'yi alır gider sütünü ısıtır verir. Ben kendime gelmeye çalışırken Ela Hanım uyanır- anniiiii diye bağırır.( Ben bu satırları salonda yazıyorum ve yer farem Ece dönüyor-uyandırmam inşallah).
      Ela'yı almaya sütü ile gideriz ama Ela bir fırt memeden çekmeden güne başlamaz. İşi bıraktığımdan beri meme Ela'nın günlük eğlencesi haline gelmiştir. (Öyle ki bugun öğle uykusu sonrası memeleri açtı, öptü tek tek, ciciii ciciii yaptı, okşadı sevdi kapattı.).

      Uf saat gecenin biri olmuş, Ece kıpraşıp bu laptop touchpadi de ben yazarken abuk sabuk atlayıp duruyor canımdan bezdirdi.Yatarım ben, bu yazı da yarım kalır, başka bir uykular arası vakitte yazarım inşallah. Halime bak-blog yazmaya 2009 Mayısında yapacak birşeyim yok başlamıştım, şmdi vakit bulup yazamıyorum....HAYAAT DİYELİM İYİ GECELER DİYELİMMMM

      Heyy eski hayatım orada mısın?

      Eski hayatım, seni özlüyorum bazen...bomboş sabahlara uyanmayı, tembellik yapmayı, gününen önemli konusunun akşama ne pişirsem olduğu günlerimi özlüyorum...
      Ne googlelasam diye bilgisayar başında oturduğum, ne alsam diye dekorasyon mağazalarını dolandığım, hadi spor olsun diye saatlerce bisiklete bindiğim Amsterdam günlerimi bile bazen özlüyorum...
      Fotoğraf çekmeyi, yemek yapmayı, göbek atmayı, amaçsızca alışveriş yapmayı, nereye gitsek acaba diye uçak bakmayı, bir latte yanında dergi karıştırmayı kısacası anlamlıı anlamsız eskiye dair herşeyi özlüyorum...
      İşe geliyorum kızlarımı özlüyorum, eve gidiyorum dışarıyı özlüyorum :)
      Bolca özlüyorum da özlüyorummmm

      Şimdi kızların sitesini güncelleme zamanıııı!

      Yıllık olmuşsun ey sevgili blogum!

      1 Yıl olmuş yazmayalı ben buna inanamıyorum! Doğurdum, doğruldum, taşındım, işe başladım, gene taşındım derken aylar geçmiş. İş yerimden sana ulaşamıyorum blogum, o yüzden bak anca 9 günlük bayram tatilinde seni açabildim. Evden internete asla giremiyorum, benim minik kelebeklerim böyle bir fırsat vermiyorlar. Hayatım çoook değişti, eski tembel tavuskuşundan eser yok! Keyifle ayaklarımı uzatıp film bile izlemeyeli çok oldu! En son sinemaya gideli gene yıllar oldu galiba! Neyse şimdi iki dakika vakit buldum da sevgili kocamın bilgisayarından yazabiliyorum. Bebişleri bıraktık, ege sularına yelken açtık. İlk gece Alaçatı yaptık ama sabah 5'e kadar dımtıs dımtıs müziklerden zor uyuduk! Gerçi malum ayların yorgunluğu var o yüzden benim için uyumak çok da zor olmadı.
      Bugün nereye gitsek, sakız adası mı, Çeşme'nin kuzeyi mi diye düşünürken miskinlikten hala açılamadık, marinadayız...
      Seni tekrar ne zaman görebilirim bilmiyorum, şimdilik öpüyorummmm!!!

      Cuma

      Nike is a running company!

      Yeniden hayata donmeye calisirken bugun duyduklarim cok hosuma gitti paylasmak istedim! Malum bizimki Nike'ta calismakta, is icin seyahat etmeyi de pek sevmez kendisi. Sansina hazir babalik izni almisken bir Amerika seyahati cikti ve gitmedigi icin pek sevindik:)
      Dusunun simdi, saatler suren bir ucusun ardindan bacaklariniz alciya alinmis gibi ve Los Angeles'a inmissiniz, jetlag en derinden sizi etkilemek uzere, sevgili sirketiniz sizi karsiliyor veee size bir suprizi vaaarr! Bavullarinizi aliyorlar, size ufak bir paket hediye ediyorlar, aciyorsunuz, bir cift kosu ayakkabisi, sort ve tshirt!
      Otel 5 km otede, kosun! Kosmama sansiniz yok, cunku Nike is a running company! Kosmayan birinin sansi yok! Hadi bunu kostunuz, otele ulastiniz. Odaniza yerlestiniz, programda yemek var. Supriiizzz, restaurant 3 km ileride, kosun!
      Ben boyle bir seyahat programi, boyle de supriz gormedim, guldurdun ya beni, sen cok yasa Nike!!!