Cuma

Kardı Kıştı Masaldı

5 yıl önce bugün bir kış masalında başladı bizim hikayemiz. İstanbul'u tam anlamıyla felç edecek kar fırtınasından saatler önceydi hazırlanmaya başlamam. Sabah annem uyanmış ufka bakarken, "yok yok bugün kar yağmayacak" diyordu beni rahatlatmak için. Oysa biliyorduk ki akşama doğru kar yağışı (sonradan kar örtüsü adını alacak olan yağış) başlayacaktı.

Kardı kıştı şubattı, bizim masalımızın başlangıcıydı o gün.


Neler mi oldu 5 Şubat 2005'te?


Sarah Brigthman başlattı geceyi, "It's a beautiful day" çalıyordu biz içeri girerken. İtalyanca bilen kişi sayısının sadece 2-3 kişi olması sayesinde ucuz atlatıyorduk gecenin ilk kısmını, çünkü bizi büyüleyen ve ilk günden düğün giriş parçası olmasını istediğimiz şarkıda Sarah Un bel giorno, per morire diyordu, anlamına gelirsek- Ölmek için güzel bir gün!!! Hem de şarkının bence en güzel, en romantik yerinde geciyordu bu sözler...Neyse önemli olan bizim ne hissettiğimizdi bence! Puccini'nin Madame Butterfly operasından alınan bu sözleri bir de opera versiyonunda dinlemek isterseniz tıklayın.:)Ilk dörtlük yeterli olacaktır! Yeniden evlensek yeniden bu parçayı seçerim!


Yeniden evlensek demişken gelinliğimi ve aslında altında yatan püsküllü aşkım tarlatanımı o kadar çok sevmiştim ki (ya da gelin olma ve şımartılma psikolojisini) 5 yıl sonra yakın arkadaşlarımızı çağırıp yeniden mini düğün yapsak diye planlar yapmıştım kendi kendime....5 yıl meğer ne kadar kısaymış, ne çabuk geçermiş, yeniden düğün falan hikaye oldu tabii. İlk konu o minicik kuş yuvamıza sığmayan masal diyarından gelen kül kedisi tarlatanımın gidişi oldu. Sonra biz Amsterdam'a taşınırken tavuskuşu kuyruklu gelinliğim Antalya'ya taşındı ve 5 yıl sonra bugün mini düğün bana hayal oldu :))
Tarlatan demişken, o ne kartopu, ne tüllü, ne hayal ürünü birşeydi. Evimde yer olsa kesinlikle atmaz, bir köşede saklar, arasıra çıkarır giyerdim! Kız çocuklarının tüllere olan düşkünlüğünden midir, küçüklüğümden beri 7 gelinliğe sahip olmuş olmamdan mıdır bilmem o tarlatana (her kadar adı tam tarlatan degildiyse de, demirli fln degildi hafif birseydi) aşık olmuştum ben!

Peki gelin elindeki çiçeği bencillik etmeyip atmaz mı düğünde bekar arkadaşlarına? Atar ama ben atamadım! Çiçek de pek hoşuma gidince kaptım elimde çiçeği eve getirdim, taze güllerin ne kadar çabuk solacağını bilemeden...Oysa bir arkadaşım bir sprey sıkarsam onların öylece kalacağını söylemişti, yalanmış, iki gün sonra çöpteydiler!


Kendi saplantım tarlatanla güllerimi bir köşeye bırakıp da düğüne dönersek, düğün başladıktan bir saat sonra pamuk pamuk kocaman kar taneleri düşmeye başladı İstanbul'a. Masal gibiydi, dışarıyı izleyebiliyorduk deli gibi dans ederken, bir süre sonra keyif yerini endişeye bıraktı uzakta oturanlar için çünkü kar durmak bilmeden yağıyordu.


Kar yağdı yağdı yağdıııı sabaha kadar yağdı...Bembeyaz yaptı Istanbul'u, masum, duru, sakin tül tül beyaz bembeyaz.


Tüm yolları kapattı kar, bizim balayımızı iptal etmemize, şehir dışından gelenlerin saatlerce rötar yemesine sebep oldu. Ama manzara muhteşemdi. Gene evlenelim, gene kar yağsın, gene hayat dursun, gene fonda It's a beautiful day çalsın, ve ben gene O'na evet diyeyim...


Bu arada aşağıdaki fotoğraf da düğünden hemen sonraki günlerde çekilmiş, ileride nerede yaşayacağımızı anlatıyor sanki kupalarımız!


3 yorum:

  1. ne kadar guzel anlatmissin dugun gununu, ve bence yagan bembeyaz kar sana ve bembeyaz gelinligine eslik etmek icin ozellikle yagmis:) 5 degil 55. yilini da boyle yaz insallah:)

    YanıtlaSil
  2. Insallaaah Alev:)) keske omrumuz yetse de 55.yillari da gorebilsek cidden!Iste o zaman gelinligi yeniden giymek sart olur:))

    YanıtlaSil
  3. evlenmeden önce en büyük korkum, düğün günü kötü anılarla anımsamak. Ufak tefek aksilikler oldu evet ama sıkılmadığım eğlendiğim tek düğün kendi düğünüzdür :)
    Birlikte nice yıllarınız olsun :)

    YanıtlaSil