Pazar

Power Dancer & Booster Maxx

Aksam Aslı'yı arıyorum, hadi diyor, gidelim...
Salondan mac sesleri arasından tanıdık bir ses geliyor :"O dönen şeye binme!" diye son direktifi veriyor.
Çıkıyorum, Dam meydanında buluşuyoruz.
Panayıra dönmüş meydanda renkler seslere karışmış, arada çıkan çığlık sesleri korku tünelinden(!) mi geliyor yoksa Booster Maxx'e bir delilik edip binenlerden mi belli değil.
Önce o top atılıp da develerin hareket ettiği bölümden başlıyoruz, sonuncu oluyor bizim develer, diğer çocukların yanında.
Sonra hadi power dancer'a gidelim diyoruz.
Önce masum masum dönmeye başlıyoruz, henüz eğlenceli kısmı. Biraz daha hızlanınca henüz mercimek çorbamı içeli bir saat olduğu aklıma geliyor, hızla gözümü kapıyorum. Ben kapadıkça alet hızlanıyor, Aslı'nın gözü gayet açık bas bas bağırıyor, ben acaba nasıl denk getirsem de bu aleti çalıştıran adamın bulunduğu camlı bölmeye kussam diye düşünürken alet iyice hızlanıyor, salondan gelen ses geliyor aklıma...Keşke onu dinleseydim diyorum.
Işıklar, mercimek çorbası, müzik, etraftaki bizi izleyen insanlar, hepsi birbirine karışıyor. Yavaşlayıp da durunca oh be kusmadan atlattım bunu diyorum.
Asıl önemli noktaya geliyoruz, Booster Maxx 4G. Aslı niyetli, emin adımlarla ilerliyor. Ben "biraz izleseydik bari" demeye vakit bulamadan kendimi oturmuş buluyorum. 4 kişilik bölgede sadece ikimiz varız. Kalkıncaya kadar 10 kere bu güvenli mi acaba diye güvenlik kontrolleri yapıyoruz. İlk dakikalar gayet keyifli, oldukça yüksekte olduğumuz için Amsterdam'ın bir kısmını kuş bakışı izliyoruz. Aslı "çok yüüüksekkk" derken, ben de mantıklı insan olarak "plazada çalışırken de bu kadar yüksek oluyor" gibisinden çıkarmalar yapıyorum.
Bir de paraşütle atlamış cool insan modundayım. Booster başlıyor dönmeye, bir iki derken 125 km hıza eriştiğinde vücudumun ortalarından beynime doğru hiç olmadığı kadar yüksek bir basınç hissediyorum. Tamam diyorum, birazdan gideceğim öbür tarafa...Derin derin nefes alıp veriyorum ama nafile, her dönüşte o basınç daha da artıyor. O kadar sakinim(!)ki hiç sesim çıkmıyor, Aslı arada sırada bağırıyor, ayılıp bayıldım mı merakta, bir kaç ses çıkarıyorum ama sonra gene susuyorum.
İndiğimde artık bu lunapark eğlenceleri için yaşlandığımı hissediyorum:). Booster'dan gelen baş ağrım, Power Dancer'dan gelen sırtımdaki ağrı ile birleşiyor ve hep beraber kol kola eve dönüyoruz.
Yok karar verdim, bir daha hayatta binmem bu kadar "adrenalin" dolu aletlere!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder